BİRAZ DA KİTAP / MELEK TERÖRİST FAHİŞE

“Melek Terörist Fahişe” Osman Balcıgil’den okuduğum üçüncü kitap. Daha önce de belirttiğim gibi Balcıgil romanlarını gerçek kişiler ve olaylar üzerine kurguluyor. Bu kitabında da bu kural geçerli. Kitap vakti zamanında genelev patroniçesi olarak tanınan Matilt Manukyan’ın dünyası etrafında şekillenmiş. Manukyan’ın kamuoyunda çok geniş yer almasının sebeplerinden biri de onca seçkin sanayici, tüccar ve iş adamlarını sollayarak altı yıl süre ile Türkiye vergi rekortmeni olması idi. Birçok vergi dairesinin girişinde yazılmış “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” levhaları boşuna yazılmamış demek ki.

Bu konuları zaman zaman arkadaş grupları arasında konuştuğumuz tartıştığımız olmuştur. Bu gruplarımızda zaman zaman dini bütün, hatta din görevlisi arkadaşlarımız ve dostlarımız olurdu. Söz döner dolaşır içkiden alınan yüksek vergiler, Manukyan’ın ödediği devasa vergi, bunların aktarıldığı bütçe ve buradan yapılan harcamalar, alınan maaşlar, yapılan hayır işleri derken helal mi, haram mı ikilemi cevap arayan bir soru olarak karşımıza çıkıverirdi. “Canım bütçenin hepsi bunlardan oluşmuyor ki biz ücretlerimizi helal kısmından alıyoruz” gibi durumu kurtarma gayretleri karşısında bir arkadaş da “Hocam bir damacana temiz içme suyunun içine bir bardak pislik döksek ve akabinde içmeye kalksak bunun temiz tarafından içilmesi mümkün mü?” diyerek işi daha da karıştırırdı.

Manukyan’ın öne çıkan faaliyet alanı genelev patronluğu gibi görünse de bunun buzdağının görünen yüzü olduğunu, bunun dışında tefecilik de dahil olmak üzere legal ve illegal anlamda servetini arttıran çalışmalarına kitapta yer veriliyor. Hürriyet gazetesine atfen verilen bilgilerde de kırka yakın geneleve ilaveten Manukyan’ın servetinin Antalya, Alanya ve Balıkesir’de beş yıldızlı beş otel, Kıbrıs’ta beş yıldızlı bir otel, İstanbul’da iki fabrika, Kınalıada ve Büyükada’da iki köşk, İstanbul’da beş yüz daire, yetmiş iş hanı, Yalova’da yüzlerce daire ve arsa, Muğla, Kocaeli, Erzurum ve Adana’da onlarca bina ve arsa, Fransa’da bir bankada yüz elli milyon euro, iki yüz yirmi ticari taksi, ayrıca banka hesapları, hisseler ve dövizler olarak açıklanıyor.

Neyse zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış durumuna düşmeden biz yine kitabımıza dönelim. Bir gazetecinin Londra’da Türk kökenli bir peep show yıldızı ile yaptığı röportaj dizisi ile başlıyor bütün macera. Gazetecimiz İstanbul’a dönüşte ardından bu magazin güzeli de İstanbul’a gelerek kendi isteği ile Manukyan’ın evlerinin birinde hayat kadını olarak işe başlıyor. Bu ikili dostluğa Ferit adında eski bir arkadaşının da dahil olması başka bir zenginlik katıyor ilişki yumağına. Son derece masum ve dostane bir hava içinde gelişen bu dostluk bir süre sonra gayet insani bir amaç için bir plan kurmaya doğru yol alıyor. Babasının ve bazı karanlık odakların tuzağı sonucunda Manukyan’ın genelevine düşen neredeyse çocuk yaştaki bir kızın kaçırılarak kurtarılmasıdır planın ana hatları.

Birçok kişi ve olay ile ilgili olarak kullanılan “Hiçbir şey göründüğü gibi değildir” değerlendirmesi bir kez daha doğrulanmış oluyor bu romanda. Londra’dan başlayıp İstanbul’u birbirine katan ve Atina’da son bulan, çok masum gibi görünen bu ilişki ağı Balcıgil’in kaleminden çok iyi anlatılmış. Devlet, mafya, siyaset, emniyet ve istihbarat sarmalında gelişen ve giderek ASALA terör örgütünün de içine dahil olduğu bu serüveni ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.

Balcıgil kitabında bir yandan genelev konusunu bu yapılanmanın iç işleyişini çok iyi kurgularken onun etrafında zamanın öğrenci olaylarını, sağ sol çatışmalarını, adeta geliyorum diyen kanlı 1 Mayıs günlerini yazdıkları ile çok güzel bütünleştirmiş. Bütün bu özelliklerinden dolayı o günleri yaşayanlar adeta içinde buluyor ve kolay okuyabiliyorlar kitabı.

Daha önceki tanıtımlarda yaptığım gibi Balcıgil’in kitabından ilginç bulduğum bazı cümleleri alarak yazıma son vereceğim:

“Bu civarda polisin iki önemli işi var. Biri reşit olmayanları hassas bölgelerden uzak tutmak, ikincisi içeriye uyuşturucu madde girmesini engellemek. Aslında koca bir uydurma ikisi de. Dünya alem biliyor ki reşit olan kadar olmayan, ekmek kadar kolay uyuşturucu giriyor bu evlere. Aksi takdirde sistem çalışmaz ki!”
“Ne yazık ki geçen bunca zamana rağmen dünya terörle yolunu ayıramadı. Bir halkın kurtuluş savaşçısının öteki halkın teröristi olduğunu bir türlü öğrenemedi. Bu paradoks, uzlaşmaz bir çelişki… Emperyalist ülke istihbarat örgütlerinin sömürmeye devam etmek istedikleri ülkelerin içinde karışıklıklar çıkarmakta kullandıkları birkaç önemli silahtan biri etnik meseleler. Buna din ve mezhep gibi ayrımları da ekleyince gelsin terör, silah, kan, gözyaşı… Kin ve nefret duyguları aşılanıp sırtı sıvazlanan, ellerine silah tutuşturulan, kendilerini halk kahramanı oldum zanneden ama aslında emperyalist ülkeler için kan döküp bazen de can veren zavallılar… Terörün bir eylem biçimi olarak yüceltilmesinin, toplumlar nezdinde geçerli bir eylem haline getirilmesinin nedenleri de bunlar değil mi?”
“İnanmak kelime olarak bile kendi başına bir facia iken, solcuların sosyalistlerin, komünistlerin birer inanır olmaları hali hakikaten asap bozucu. Bana kalırsa hiçbir devrimci ve ilerici hiçbir lafa inanmamalı, duyduğu bütün lafları ölçüp biçmeli, bilimsel kriterlere göre yorumlamalı. Dolayısıyla hiçbir devrimcinin önderi olmamalı. Kendi düşüncesini üretemeyen hiçbir devrimciyi, ilericiyi yapacağı işler çok ciddi sonuçlar verecek olsa bile ciddiye almam mümkün değil”

Tagged: Tags

2 Thoughts to “BİRAZ DA KİTAP / MELEK TERÖRİST FAHİŞE

  1. Teşekkür etmekle başlayayım sözlerime, yine çok akıcı bir anlatımla değerlendirme yapmışsın. Osman Balcıgil’in gerçek kişiler ve olaylar üzerine kurguladığı bu kitabını okumamıştım daha önce, Manukyan’ın karanlık yaşam ilişkileriyle artan serveti, o dönemin gerçekleriyle içiçe geçmiş olayla zinciri, bende de merak uyandırdı, Balcıgil’i de kutlamak gerek, yakın tarihe ışık tutarak bizi aydınlattığı için. Günümüzde de bu iktidarla birlikte, hesapsız bir artış gösteren bu karanlık ilişkiler ağını yaşıyor olmak insanı ürkütüyor. Kalemine sağlık.

  2. Teşekkürler Leman Arkadaş. Yazılarımı okuman ve katkıda bulunman beni çok mutlu ediyor. Bu yolda siz dostlarımızın teçvik ve yönlendirmeleri bizleri cesaretlendiriyor. Tekrar teşekkürler sevgiler,selamlar.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *