ARMUTLU’DA İKİ HAFTA

Armutlu tatil köyünde 17 Kasım ile 1 Aralık tarihleri arasındaki devre mülklerine bu yıl gelemeyeceklerini belirten kayınbiraderimin bu milli görevi bize yüklemesi üzerine belirtilen tarihleri bu coğrafya parçasında geçirmeye karar verdik. Gelişmenin ve kalkınmanın, ilçeleri il, köy ve beldeleri de ilçe yapmak kurnazlığına burada da  tanık olduk. Armutlu Yalova iline bağlı taze bir ilçe. Düzenli olarak yapılan deniz otobüsü seferleri burasını İstanbullular için gözde bir tatil ve dinlenme seçeneği haline getirmiş diyebiliriz. Biz de bu tarifeli seferleri kullanarak 18 Kasım Cuma günü Yenikapı’dan bir saatten biraz fazla deniz yolculuğu yaparak tatil köyündeki yerimize ulaştık.

Bizim konakladığımız tatil köyü Armutlu ilçesine 3-5 kilometre uzaklıkta bir mekan. 300 dönümlük bir alanda 11 blok ve farklı büyüklüklerdeki yaklaşık 1700 daireden oluştuğunu öğrendik. 2004 de faaliyete geçen bu tesislerde 37.000 den fazla devre mülk ve günlük 9000 kişilik konaklayabilme kapasitesi bulunduğu gözönüne alınırsa tesisin büyüklüğü hakkında bir fikir sahibi olununabilir Ayrca tatil köyü bünyesinde aklınıza gelebilecek çeşitli alışveriş merkezleri yüzme havuzları,kaplıca havuzları,çeşitli oyun ve eğlence mekanları da unutulmamış. Burasını yılın tüm mevsimlerinde cazip kılan en önemli unsur tedavi edici özelliği olan kaplıca suyunun tüm dairelerin küvetlerine kadar ulaştıtrılmış olması.Yaz mevsimine isabet eden devrelerin kaplıca suyunun yanında denizden de istifade etme şansları var. Bu yüzden de o aylara rastlayan devrelerin fiyatları da diğer aylara göre bir kaç kat fazla oluyor.

Tatil geçirilen dairelerin donanımından memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. Yılın her mevsiminde ortalama günlük 4-5 bin kişinin hizmet aldığı bu tesislerde  mutfak tezgahının tahtadan yapılmış olmasını doğrusu pek anlayamadım. Çimento,fayans,mermer,mermerit v.b maddelerden yapılan mutfak tezgahı görmüştüm ama tahtadan yapılabileceğini hiç düşünememiştim. Bir de karşı duvara yazdıkları”Tezgahı ıslatmayın sıcak tencere ve çaydanlık koymayın” uyarısı da son derece garibime gitti doğrusu.Yani “Havuza girebilirsiniz ama kendinizi ıslatmayın” gibi birşey yani.

Biz burada geçirdiğimiz iki hafta boyunca günde iki kez onar dakikalık sürelerde banyodaki kaplıca suyundan şifa olur niyeti ile yararlandık. İstanbul’dan gelirken getirdiğimiz kitapları bol bol okuduk. Müessesede her dairede oluşturulan minik bir kitaplıkta Kuran-ı Kerim ile birlikte Faideli bilgiler, Eshab-ı Kiram, Mektubat, Saadet-i Ebediyye, Menakıb-i Çihar Yar-İ Güzin, Şevahid-ün Nübüvve, v.b eserlerin mevcut olduğunu,ayrıca “Kuran-ı Kerim dışındaki kitapları alabilirsiniz” şeklindeki açıklamayı okuyunca bu cömertlik ve ticarette damardan girmenin kerameti  konusunda bir hayli düşündük.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *