Burada geçirdiğimiz zaman içinde bir hafta sonu gününü Lozan (Lausanne) ve Motrö (Montreux) şehirlerini görmeye ayırdık. Önce Nyon’a 40-50 kilometre uzaklıktaki Lozan şehrine gittik. Leman gölü kıyısındaki 130 bin nüfuslu bu kent aynı zamanda Nyon’un da bağlı olduğu Vaud kantonunun başkentliğini yapıyor. Bu kadar az sayıda nüfusa rağmen oldukça gelişmiş ve 28 duraklı metro sistemi ile dünyada “ilk ve tek”ler arasında yer alıyor.
Sahil boyunca yaptığımız gezinti sonucunda burasının da diğer kentler gibi son derece temiz ve bakımlı bir görüntüsü olduğunu söyleyebiliriz. Sahil gezimizi tamamlayıp, metro ile birkaç durak yolculuk yaptıktan sonra Lozan’ın ünlü katedraline ulaştık. Katedralin tarihi ve mimari özellikleri yanında bulunduğu tepeden Lozan’ı kuş bakışı seyretme imkanı vermesi ayrı bir keyif veriyor.
Aslında benim için Lozan’ın coğrafi ve estetik değeri var. Muhtemelen hepimiz için öyle olduğunu sanıyorum. Kurtuluş savaşı sonrası Cumhuriyetimizin kuruluşunun tüm dünya tarafından tescili anlamına gelen görüşmelerin ve anlaşmanın bu şehirde yapıldığını hepimiz biliyoruz. Biz de önce bununla ilgili kısa bir araştırma yapıp bu önemli olayın 1861 yılından beri hizmet vermekte olan “BEAU RIVAGE PALACE” adlı beş yıldızlı bir otelin “Edovarde Sandoz” adlı salonunda gerçekleştirildiğini öğrendik.
Ancak söz konusu mekana gittiğimizde biraz hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmeliyim. Yanlış anlaşılmasın, otel de salon da çok muhteşemdi. Ama bizim için hayat memat meselesi olan olayı hatırlatan resim, yazı ya da objeye rastlamadım. Sadece otelin bulunduğu caddenin karşısındaki bir çam ağacının arkasında ve giderek okunmaz duruma düşen madeni bir levhada ”24 Temmuz 1923 tarihinde İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan,Romanya, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ve Türkiye bu otelde toplanmışlardır” şeklinde Fransızca yazan bir metin dışında başkaca bir ize de rastlamadım.
Anladım ki bazıları için çok önemli olaylar bir başkası için çok o kadar önemli değilmiş. Yani bizim için Cumhuriyetin miladı diyebileceğimiz olay İsviçre otelleri için bir şirket ya da bayi toplantısından öteye bir anlam taşımıyor. Toplantı nihayete erip hesaplar ödenip misafirler gidince görkemli “Edovarde Sandoz” salonunun masaların örtüleri toplanıyor bir başka düğün ya da toplantının hazırlıkları başlıyor.
Lozan’ın göl kıyısındaki kafelerin birinde buraların meşhur yiyeceği krep ile öğle yemeğimizi de geçiştirdikten sonra Lozan’a 20-25 kilometre kadar uzaklıktaki Montrö’ye doğru yola çıktık. Burası da Leman gölünün kıyısında Lozan’dan daha küçük bir yerleşim yeri. Oldukça güzel sahili var. Sahilde İsviçre’nin oldukça popüler müzik sanatçısı Freddie Mercury’nin heykelinin de önünden geçip, yüksekçe bir yerdeki otel kafesinde çaylarımızı, kahvelerimizi yudumlarken bir yandan davetsiz serçecikleri besledik, bir yandan da gölün muhteşem manzarasını seyrettik. Lozan’da yaşadığım hayal kırıklığından sonra Montrö Anlaşması acaba nerede yapıldı gibi bir arayışa girmeden gezimizi sonlandırarak geldiğimiz şekilde Nyon’a geri döndük.