Kısa süreliğine tatil geçirmek üzere gittiğimiz hemen tüm yöreleri sevmiş ve yaşanabilir bulmuşumdur. Altınoluk’a bir yıl on günlüğüne pansiyonda tatil geçirmemiz ardından aynı düşüncelere burada da kapıldım. Burada minicik bir evim yine minicik balkonu olsa hem tatillerimi hem emekliliğimi geçirim diye hep aklımdan geçmiştir.Emekliliğime bir yıl kala da bununla ilgili arayışlara girdik.Bir şubat ayında 3-5 gün izin alarak Altınoluk öğretmenevinde bu işe odaklanmak üzere konuşlandık.Önce emlakçılara uğradık.Girmek kolay da kopmak ve kurtulmak çok zor ellerinden.Neredeyse sizi gün boyu esir ediyorlar.
Gösterilen evlerden eski olanları bizim hoşumuza gitmiyor,yeni olanlara da güç yetmiyor. Döneceğimizden bir gün önce yine tanıdık ama esir etme gibi bir niyet ve yeteneği olmayan emlakçı vasıtası ile Kamil Okumuş adlı müteahhit’e ait bir ev gördük 70-80 bin gibi bir fiyat söyledi.Biz düşünelim yarın size bilgi veririz diyerek ayrıldık. Bizim fiat aralığımız 50-55 binlira cıvarıdaydı.O gece düşündük mümkün olmayacağına karar verdik.Ertesi sabah İstanbula dönecektik. Emlakçıya bilgi vermek gerekir mi diye kararsız kaldık.zaten gelmeyince vazgeçtiğimiz anlaşılacaktı.Ama yine de sözümüzde durmak adına kapıdan bir görelim dedik.Gittiğimizde emlakçıda müteahhit de bizi bekliyordu.Biz bütçemizi aştığı için işin olmayacağını söyleyerek tam ayrılıyorduk ki müteahhit ben bir inşaata daha başlıyorum isterseniz oradan vereyim size dedi.Biz de bir bakalım dedik. Bizi Altınoluktan küçükkuyuya doğru 3-4 kilometre ilerde henüz temel için çukurunu açtığı arsaya götürdü.Ortada sadece bir çukur vardı. Projeden daireleri gösterdi.Yan tarafta başkası tarafından yapılmış benzer daireleri gezdik.Nedense aklımız yattı. 55 bin liraya pazarlığı bitirdik.Emlakçının orada bir senet yaptık, bankadan çektiğim yaklaşık onbinlirayı ona verdik kalanın büyük bir kısmını Mayısta tapuyu alınca az bir kısmını da inşaat bitince ödenecek şekilde yazıya döktük ve Altınoluktan ayrıldık.
İstanbula dönünce bizi bir düşüncedir aldı.Elimizde bir kağıt parçasından başka bir şey yoktu.Ya adam vazgeçerse,kaybolursa mahkemelerle uğraş dur işin yoksa.Ta mayıs ayında çocuklarım Dinçer ve Gençerin de katkıları ile diğer büyük ödemeyi yapıp tapuyu alıncaya kadar bu tedirginliğimiz devam etti. Mayısta tapuyu alınca biraz rahatladık.İnşaatın kabası bitmişti ve elimizde daha geçerli bir belge vardı.Geri kalan kısmını taahhüdünden 2-3 ay önce bitirdi ve Mart 2007 den itibaren 47 metrekarelik dairemize kavuşmuş olduk
Anahtarı aldıktan sonra elimize bir şerit metre alıp hangi büyüklükte hangi eşya gerekli ise onları temin etmeye başladık. Her bir eşyayı veya aygıtı yerine koydukça evimiz güzelleşiyor biz de sonsuz keyif duyuyorduk.Büyüklüğü 47 metrekare olmasına rağmae 140 metrekarenin rahatlığı ve ferahlığını yaşadığımızı söyleyebiliriz evimiz için…
Didim ve Altınoluk yazıları neden resimlerle süslenmedi?
Altınoluk için bir iki resim koyacağım uygun olanlarından.Didim ile ilgili ise resim bulamadım.Oysa orada da Datçada da başka yerlerde de çok resim çektim. Hatta Bozhane’de Merdiven altına fotoğraf atelyesi bile kurmuştum.Yığınla da resim çektiğimi hatılıyorum ama nerelere koyduk hiç bilmiyorum.Yoksa taşınıken mi arada kayboldu hiç farkında değilim.İlerde elime geçtese elbette koyarım.
ve Altınoluk ile ilgili resimleri koydum