İstanbul’da yaşadığım ve görev yaptığım süre içinde yolum bir şekilde Bakırköy- Mecidiyeköy istikametine yöneldiğinde Ayvansaray ve Halıcıoğlu durakları arasındaki Haliç köprüsünü geçerken Haliç’in bazan bulanık bazen de maviye çalan rengini keyifle seyretmişimdir. Bu arada da hemen kıyıdaki bir denizaltı ve uçaktan ibaret kısmını görebildiğim Rahmi Koç Müzesini gezmeyi de hep içimden geçirmişimdir. Bu düşünce bir yandan da beni yıllar öncesine çocuklarımla onların kazandıkları bir okulun sınavının, ya da başarı ile tamamlanan bir eğitim yılı sonunda bize getirdikleri karnenin bir armağanı olarak birlikte yaptığımız gezileri hatırlattı. O sıralarda bu geziler bende çocuğuna aldığı oyuncakla doya doya önce kendisi oynayan babanın zevkine benzer bir duyguyu yaşatıyordu. Kısacası çok fazla yapamadığımız bu geziler benim hayatımın en unutulmaz dakikaları arasında yer almaktadır.
Eski yıllardaki o sıcak duyguları hatırlayarak tabi şu anda çok uzaklarda olan çocuklarımızın mazideki anılarını taşıyor olarak eşimle birlikte bu müzeyi gezmeye karar verdik. Bizim için en uygun olduğu için metrobüsü kullanarak İncirli’den Halıcıoğlu’na kadar bir yolculuk yaptık önce. Tabi her iki durağa kadar olan mesafe de bizim günlük yürüyüş limitimiz içinde olduğu için fazla yorulmadık. Müzenin Pazartesi dışında saat 10.00 ile 17.00 saatleri arasında her gün açık olduğu, giriş ücretinin 12.50 TL,öğretmenlere ücretsiz, öğrencilere ve gruplara indirimli olduğu bilgisini hemen paylaşmakta yarar var.
Müza karşıdan fazla büyük olmayan ve de albenisi de bulunmayan bir yapı izlenimi verse de gezmeye başlandığında umduğumuzdan daha fazlasını gördüğümüzü söyleyebilirim. 1994 yılında hizmete giren müzedeki eşya ve eserlerin 30.000 metrekareye yakın bir alanda sergilendiğini görünce burada daha fazla zaman geçirmek durumunda kalacağımızın da farkına vardık. Rahmi Koç Müzecilik Vakfı tarafından alınarak onarılıp hizmete sunulan binaların geçmişlerinin Bizans ve Osmanlılar zamanına kadar dayandığını da hemen belirtmeliyim.
Burada ülkemizde ve yurt dışında gezdiğimiz müzelerin benzer yanları da benzer olmayan yanlarınını da barındıran özgün bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Müzede denizaltıdan uçaklara,bisikletten gramofona binlerce ilginç obje son derece titiz bir düzenleme ile ziyaretçilere sunulmuş bulunmaktadır. Bazı model ve makinaların hemen yanındaki “Çalıştırmak için butona basınız” talimatına uyarak modelin ya da aygıtın çalışmasını görünce burasını özellikle çocukların ve öğrencilerin her yönden gelişimlerine katkıda bulunmak,hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmek için ziyaret etmelerinin adeta bir zaruret olduğuna inandığımı söyleyebilirim. Eğer sizlerin de ilköğretim çağında çocuğunuzla mutlu birkaç saat geçirmek isterseniz burasını bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz.Bu olmasa da yalnız ya da sevdiklerinizle gelmeniz halinde de kendinizi kazançlı sayabilirsiniz.
Guzel bir yazi olmus, tebrikler..
Yalniz asagidaki bolumde matematiksel bir hata var sanirim:
“…eşya ve eserlerin 30.00 metrekareye yakın bir alanda sergilendiğini görünce…”
Evet…dikkatiniz ve uyarınız için teşekkürler..Gerekli düzeltme yapılmıştır.Bu arada sevgili düzeltmenimin de dikkatini çekmem gerekiyor 🙂