Hong Kong’ta geçirdiğimiz günlerin sonuna yaklaşırken küçük oğlumuz Gençer bizi buranın en popüler uğrak yerlerinden biri olan Hong Kong Park’a götürdü. Aslında bundan yedi yıl önce 2017 yılında burayı görmüş ve bloğumda HONG KONG GÜNLERİ / PARKLAR VE BAHÇELER başlığı altındaki yazımın son paragrafında buradan bahsetmiştim. İnsan uzun bir aradan sonra gidince daha farklı bir gözle bakıyor ve daha önce görmediği, farkına varmadığı güzellikleri de görebiliyor.
Göletlerdeki kaplumbağaları, rengarenk balıkları, mevsimlere göre yapılan çiçeklendirme tasarımları ile sanki ortam daha büyüleyici bir hal almış gibi. Arazinin eğimli yapısına uyumlu şekilde düzenlenmiş parkın üst yamacında oluşturulan cam serada farklı iklim özellikleri ve bunlara uygun olarak yetişen farklı bitki türleri gökdelenler arasındaki bu vahanın başka bir güzelliğini oluşturuyor. Bu gidişimde ayrıca parkın içinde yer alan ama fırsat bulup da göremediğim Çay Müzesi’ni (Flagstaff House Museum of Tea Ware) de ziyaret ettik.
Devamı için tıklayın “HONG KONG GÜNLERİ 3 / ÇAY MÜZESİ”