DEZENFORMASYON / 1

Sevgili okurlarım yazının başlığına bakıp geçtiğimiz günlerde kabul edilen ve muhalefetin adına “Sansür yasası” dediği düzenlemeden bahsedeceğimi sanmasın. O yasanın hangi amaç ile çıkarıldığı, nasıl ve kimlere uygulanacağı konusu herkesçe malum. Ben yine de bu konuya yakın, karşılaştığımda beni çileden çıkaran, adeta saçımı başımı yolacak duruma getiren konulardan bahsedeceğim.

Şu meşhur Lozan’ın gizli maddeleri masalını hepiniz duymuş olmalısınız. Geçenlerde sosyal medyada gezinirken bir sokak röportajında yine bu konuya rastladım. Malum soruya muhatap olan kişi kılık ve kıyafeti oldukça düzgün orta yaşlı hatta mürekkep yalamış birine benziyordu. Elindeki akıllı telefonu ile de tam bir özgüven patlaması yaşıyordu. 2023 yılında Lozan anlaşmasının gizli maddelerinin süresi dolacağını, bizi elimizi kolumuzu bağlayan bu gizli maddeler yüzünden kendi pamuğumuzu üretip işleyemediğimizi, madenlerimizi ve petrolümüzü çıkaramadığımızı ballandıra ballandıra anlatıyordu. Röportaj yapan kadın bir ara söze girerek kendisine “Siz Lozan anlaşmasını okudunuz mu?” sorusuna “Ben bizzat okumadım ama bu problem değil, girersin internete okursun” cevabını verdikten sonra kendi hayal dünyasındaki yolculuğunu sürdürmeye devam etti.

Anlaşılıyor ki insanın inandığı ve inandırıldığı şekilde düşünmekten vazgeçmesi çok zor. Yani kırk tane tarihçi gelse bile durum değişecek gibi değil.

Aklı evvelin birisi de üşenmemiş bu durumu CİMER’e sormuş. CİMER de bunu ciddiye alıp cevap vermiş. Programcı kadın bu defa CİMER’in Lozan’ın gizli maddeleri diye bir şeyin olmadığı, madenlerimizin, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin çıkarılması ile ilgili de engel bir durumun olmadığı şeklindeki cevabını bizzat beyefendiye okumasına rağmen o yine “Orası öyle diyebilir ama 2023 geldiğinde seçimlerden sonra her şey değişecek” diyerek iddiasını sürdürmeye devam ediyordu.

İşin ilginç yanı bu gizli maddelerin son bulduğu tarih 2023 seçimlerine denk geliyor ve her ne hikmetse mevcut iktidar ile koşut bir özellik arz ediyordu. Sanki seçimi bir başka kişi ya da parti kazanırsa bu gizli maddeler gizli kalmaya devam edecek ya da gizliliği bir yüzyıl daha uzatılacak. Oysa bu kurgunun devamı “Zaten yıllardır memleketin zenginlikleri belli kesimlere aktarıldı. Madem yeni zenginliklerimizin 2023’te sahibi oluyoruz, onu da yeni iktidar geldiğinde daha adil ve hakkaniyetli paylaştırsın” şeklinde planlanmamış olması şaşırtıcı değil mi?

Bu durum dezenformasyon mu cehalet mi çözemedim doğrusu. Bu bizim bildiğimiz cehaletten daha farklı bir durum. Cahil dediğimiz insan birçok konuda bilgisi olmayan insandır. Böylesi konular karşısında “Hangi Lozan, kim imzalamış?” gibi tepkilerle bilgisizliğini gösterir. Bu tür cehalet ise özel olarak öğrenilmiş hatta tahsil ile gerçekleştirilmiş bir cehalet çeşidi olsa gerek. Bir eğitimci olarak böyle durumların nasıl değerlendirileceği konusunda doğrusu çok şaşkınım. Bu gibi konular sosyolojinin mi, psikolojinin mi, tıbbiyenin mi alanına girer tam olarak emin değilim. Ama yıllardan beri devam edegelen ve son yıllarda iyice ivme kazanan ve adeta kurumsallaşmış olan araştırmayan, sormayan, sorgulamayan, adeta sadece ezbere ve biat etmeye alıştırılmış bireyler yetiştiren eğitim politikalarının da bunda payı var kuşkusuz.

Tagged: Tags

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *