HONG KONG GÜNLERİ 3 / MANEKİ NEKO (ŞANS KEDİSİ)

Yurtdışına yaptığımız seyahatlerinden dönerken çamsakızı çoban armağanı kabilinden eşe dosta ufak tefek hediyeler alıyorduk. Çin ve Hong Kong ziyaretlerinden dönüşte de aynı şeyleri yapıyorduk. Burada evlerde, alışveriş merkezlerinde çokça rastladığım, hediyelik eşya satan dükkanlarda da en çok rağbet edilenlerden bir tanesi de çeşitli renk ve büyüklüklerdeki kedi heykelciği idi. Biz de zaman zaman bunlardan alarak tanıdıklarımıza verdik. Ne var ki herkes tarafından rağbet görülüp alınan bu objenin anlamı ile ilgili sorulara çok doyurucu cevap veremediğimi de belirtmeliyim. Hele sürekli salladığı kolu ile selam mı veriyor, veda mı ediyor yoksa bizdeki argo anlamda hareket mi çekiyordu? Bu ve bunun gibi soruların cevap bulması gerekiyordu. Bu yüzden bu konuda artık bir yazı yazmak şart oldu diye düşündüm.

Çin ve Hong Kong mağazalarında bu şanslı kediye çok rastlanmasına rağmen birçok kaynaklarda çıkış yerinin Japonya olduğu belirtiliyor. Doğuşu ile ilgili farklı efsaneler söyleniyor. Japon hükümdarının avlanırken bir kedinin kendisine yol göstererek yıldırımdan koruduğu, hükümdarın ona minnettar kalarak korumasına aldığı biçiminde bir rivayet var. Yine başka bir söylentiye göre savaş sırasında yolunu kaybeden savaşçılara tapınağın yolunu göstererek savaşı kazanmalarını sağladığı ile ilgili bir efsane mevcut. Bir başka hikâyeye göre 1852’de İkoma’da yaşayan yaşlı bir kadın fakirlik yüzünden bakamadığı kedisini bırakmak zorunda kalıyor, ancak rüyasına giren kedi “Benim suretimde oyuncaklar yaparsan sana şans getiririm” diyor. Kadın bu sözü dinleyerek kedi şeklinde heykelcikler yapıp satıyor ve fakirlikten kurtuluyor. Bu ve benzeri efsaneleri daha da sıralamak mümkün.

Devamı için tıklayın “HONG KONG GÜNLERİ 3 / MANEKİ NEKO (ŞANS KEDİSİ)”

BİRAZ DA KİTAP / EVLİLİĞİN DÖRT MEVSİMİ

Pandemi dolayısıyla uzunca bir süre ara verdiğimiz kütüphane ziyaretlerine yeniden başladık. Antalya’da günlerimizi geçirirken evimize yakın olan Konyaaltı Belediye Kütüphanesi uğrak yerlerimizin başında gelir. Ödünç kitap alarak okumanın yanında raflara dizilmiş kitaplara göz gezdirmek, elime alıp sayfalarını karıştırmak ayrı bir zevk veriyor bana. Bu meşgale içinde elime Gary Chapman’ın yazdığı “EVLİLİĞİN DÖRT MEVSİMİ” isimli kitap geçti. Kitabın kapağında yazarın hemen altına “Beş Sevgi Dili’nin yazarından” şeklinde bir ifade -ki birçok kitapta buna rastlıyoruz- eklenmiş olmasını hep yadırgarım. Sanırım bir pazarlama stratejisi olan bu durumlar bana kendimi aldatılmış hissettiriyor. Bununla ilgili olarak aklıma gelen bir fıkrayı okurlarım ile paylaşmak isterim.

Yazarlığa çok meraklı bir genç yazdığı deneme yazılarını ünlü bir yazara okutur. Yazar bunları okuduktan sonra gence “Yetenekli birine benziyorsun ama daha çok çalışman gerekir. Bu yazdıkların da ne yazık ki pek işe yarar şeyler değil” der. Genç büyük bir hayal kırıklığı içinde yazarın odasından ayrılırken elindeki kağıtları yazara göstererek “Bunları ne yapayım atayım mı?” diye sorunca yazar “Yok atma sakla onları ilerde ünlü bir yazar olunca yayınlarsın” cevabını verir. Ben “Evliliğin Dört Mevsimi” adlı kitabı bu karışık duygular içinde aldım ve okumaya başladım. Yıllar önce aynı yazarın “Beş Sevgi Dili” kitabını okumuş ve oldukça da beğenmiştim.

Devamı için tıklayın “BİRAZ DA KİTAP / EVLİLİĞİN DÖRT MEVSİMİ”

TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK

2020 yılının son ayının son günlerini yaşadığımız şu günlerde kimilerinin Korona, kimilerinin Covid-19 dediği kâbus tüm dünyayı ve tüm insanlığı olanca acımasızlığı ile esir almış durumda. Yetmiş milyonun üstünde vaka yaşanan dünyada bu hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısı 1.700.000’i aştı. Bununla ilgili olarak aylar önce yazdığım yazılarda da belirttiğim gibi ABD vaka ve can kaybı konusunda ön sıralarda yer alıyor. Ülkemize gelince her ne kadar rakamlar tartışmalı olsa da durumumuz iç açıcı sayılmaz. İki milyona yakın vaka ve 17.121 can kaybını da gün itibarı ile yaşamış bulunmaktayız.

Geçen zaman içinde umut verici durumlar da yaşanmadı değil. Bu virüse karşı geliştirilen aşı çalışmalarında da neredeyse son noktaya gelindi sayılır. Bu aşıların bilimsel ya da teknik adı var elbette ama biz onları toplumda konuşulduğu gibi Alman, Amerikan, İngiliz, Çin aşısı olarak biliyoruz ve tarif ediyoruz. Pandeminin başlarında biz çeşitli ülkelere ne kadar çok sağlık yardımı yapmakla övünürken gördük ki birçok ülke kendi nüfuslarının birkaç katı aşı siparişi vermiş bile. Biz, terzi kendi söküğünü dikemez dedikleri gibi, sadece nüfusumuzun üçte birine yetecek kadar siparişi ancak verebilmişiz. Onun da ne zaman ve kadarının geleceği henüz belli değil. Önce sağlık çalışanlarından ve 65 yaş üstünden başlamak üzere bu yılın son günlerinde ya da 2021’in ilk günlerinde başlanacak aşılama faaliyetleri. Ancak tam bağışıklığın sağlanması için toplumun yüzde yetmişinden fazlasının aşılanması ve koruyucu tedbirlerin de devam etmesinin şart olduğu belirtiliyor bu konunun uzmanları tarafından. Bir de aşı karşıtlığını benimseyen azımsanmayacak bir kitle var. Bakalım insanlığı nasıl bir akıbet bekliyor.

Devamı için tıklayın “TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK”

BİRAZ DA KİTAP / KONFÜÇYÜS

Bundan önce bahsettiğim “İyi Hissetmek” kitabını okurken eşim de bu yazımda bahsedeceğim (Konfüçyüs- Nereye Giderseniz Gidin Ama Tüm Kalbinizle Gidin) kitabı okuyordu. Beğendiğini ve okumam için de tavsiye ettiğini söylemişti. Blog’da yer verme konusundaki tercihi de bana bırakmıştı. İlk bakışta 11×18 sayfa ebadında ve 80 sayfadan ibaret olan adeta broşür ve katalog gibi görünen bu esere kitaptan çok kitapçık demek daha uygun belki de. Fakat okuduğumda çok duyulmuş bir isim olan Konfüçyüs’ün bazı temel konulardaki görüşlerinin çok güzel özetlendiği değerli bir el kitabı ile tanıştığımı memnuniyetle belirtebilirim.

Büyük Çin bilgesi filozof, yönetici Konfüçyüs Çin’in Şantung (Shandong) eyaletinde doğdu. Felsefesinin esası insandır. Konfüçyüs yeni bir din ortaya koymadığı halde “Şeyh uçmaz müritler uçurur” yaklaşımından hareketle onun adına mabetler inşa edilmiştir. Konfüçyüsçülük Çin, Tayland, Tayvan, Vietnam, Kore, Japonya ve Hindistan’da geniş taraftar kitlesine sahiptir. Dünyada ise 700 milyon taraftarı olduğu tahmin edilmektedir.

Kitapçıkta Konfüçyüs ve mutluluk, Konfüçyüs anlayışında ahlak ve Jen, Konfüçyüs ve devlet yönetimi, Konfüçyüs ve din, Konfüçyüs ve iyi insan, Konfüçyüs ve bilgi, Konfüçyüs ve sanat, Konfüçyüs ve sağlıklı yaşam kuralları, Konfüçyüs ve eğitim, Konfüçyüs ve aile başlıkları altında bilge kişi görüşlerini açıklamaktadır. Her biri altın değerinde olup bugün dahi geçerliliğini koruyan bu görüşlerden bazılarını sizler için aşağıda sıraladım. Umarım ilginizi çeker.

Devamı için tıklayın “BİRAZ DA KİTAP / KONFÜÇYÜS”