HONG KONG GÜNLERİ 3 / EJDERHA YILI

Gerek Çin ve gerekse artık onun bir parçası olan Hong Kong bilim, teknoloji, ekonomi, alt yapı gibi konularda dünyanın önde gelenlerinden olmalarına rağmen geleneksel yanlarının da ağır bastığını söyleyebilirim. Hatta dahası, bazı alanlarda bizlerin hurafe ya da batıl itikat diyebileceğimiz uygulamalara bile rastlanıyor. Bunlardan biri de bizdeki 13 sayısına benzer biçimde 4 rakamının uğursuzluğuna inanmak. Öyle ki bazı durumlarda bu rakam ve içinde bulunduğu sayılar yok hükmünde oluyor. Mesela kaldığımız apartmanda daireye çıkmak için kullandığımız asansörün düğmesinde sayılar arasında 4’ü göremedim, ışıklı ekranda katlara çıkışı izlerken üçten beşe atlayıverdi. Bir de burada daire numaraları bizde olduğu gibi bir sıralaması yok, daireler katlara göre detaylandırılmış. Diyelim 8. Katta 4 daire var ise, daireler 8A, 8B, 8C, 8D şeklinde adlandırılmış.

Burada dikkatimi çeken bir başka bir şey de bazı yerlerde- sanıyorum Kennedy Town ve Repulse Bay idi- yükselen devasa gökdelenlerin orta yerlerinde oldukça büyük delikler vardı. Yapıdaki daire sayısını da epey azaltan bu duruma bir anlam verememiştim. Araştırdığımda öğrendim ki bu Çin’de beş bin yıllık bir geçmişi olan Feng Şui öğretisine dayanıyormuş. Feng Şui bir din ya da tarikattan ziyade içinde coğrafya, matematik, felsefe, estetik gibi unsurları barındıran bir öğreti diyebileceğimiz bu anlayış ve nihayetinde insanların daha mutlu, daha sağlıklı ve dengeli hayat sürmesini hedefliyor. İşte kısaca açıklamasını yaptığımız bu inanca göre, gökdelenlerdeki ejderha kapıları dediğimiz bu devasa deliklerden ejderhaların dağlardan okyanusa doğru her gün uçarak pozitif enerjinin binaya akmasını sağlıyor. Bize tuhaf gelse de saygı duymak lazım.

Devamı için tıklayın “HONG KONG GÜNLERİ 3 / EJDERHA YILI”