YENİDEN ŞANGAY / ŞANGAY KULESİ (Shanghai Tower)

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Çin’in önemli şehirlerinden olan Pekin (Beijing) bu ülkenin tarihi ve geleneksel yüzünü, Şangay ise modernite ile bugünkü ve gelecekteki yüzünü gösteriyor diyebiliriz. Bu noktadan bakınca Şangay en büyük, en hızlı, en yüksek gibi “en”leri ile hem kendisi hem de dünya ile yarışıyor adeta.

Şangay Kulesi de (Shanghai Tower) bu şehrin ve Çin’in en yüksek binası rekorunu elde tutuyor. 632 metre yüksekliğinde ve 128 kattan (+5 yeraltı katı) oluşan bu yapı 2015 yılında hizmete girmiş olup Pudong’taki Lujiazui Finans ve Ticaret Merkezinde yer alıyor. Yapı bütünlüğü içinde lobiler, alışveriş merkezleri, lüks bir otel (J Hotel), gözlem katları ve mekanik katlar bulunuyor. Daha önceki rekor sahipleri Jin Mao kulesi (421 m), Şangay Dünya Finans Merkezi (492 m) ile Şangay üçlüsü olarak anılıyor.

Continue reading “YENİDEN ŞANGAY / ŞANGAY KULESİ (Shanghai Tower)”

YENİDEN ŞANGAY / ÇİN’DE ÜCRETLER VE FİYATLAR

Bir başka coğrafyaya gittiğimizde merak ettiğimiz ilk şey oradaki mal ve hizmetlerin fiyatlarıdır. Etiketlerden ya da başka yollardan ulaştığımız rakamların kendi ülkemizdeki karşılığını bularak hayatın ne derece ucuz ve pahalı olduğu konusunda yorumlar yaparız. Bloğumda bu konuda Londra, İsviçre ve Hong Kong gibi ülkelerde durumu gösteren yazılarım mevcuttur. Her nasılsa birkaç kez ziyaret ettiğim ve 30’dan fazla yazı yazdığın Çin ile ilgili böyle bir bölümü atlamışım. Bu yazı ile de böyle bir eksikliği tamamlamış oluyorum.

Öncelikle Çin’in para birimi olarak kullanılan Yuan kayıtlarda RMB ya da CNY olarak geçiyor. Türk lirası ile karşılaştırıldığında (Kasım 2025) 1 RMB= 5.88 olduğunu belirtelim ama bunu 6TL olarak yuvarlarsak hesaplamalarımız daha kolay olur. Öncelikle bunu zihnimizin bir kenarına not edelim.

Continue reading “YENİDEN ŞANGAY / ÇİN’DE ÜCRETLER VE FİYATLAR”

YENİDEN ŞANGAY / JADE BUDDHA TAPINAĞI

Uzak doğunun inanç ve kültür dünyasında tapınakların önemli bir yeri olduğuna bu coğrafyaya yaptığım seyahatlerde tanık oldum. Gerek Hong Kong’a ve gerekse Çin’e yaptığım seyahatlerde bu tapınakları gezme ve görme fırsatım oldu. Bu ziyaretlerim ile ilgili blogumun geçmiş sayfalarında görsellerle desteklenmiş ayrıntılı satırlar vardır.

Bu defaki Şangay gezimizde de evimize yürüme mesafesindeki bir tapınağı ziyaret ettik. Jade Buddha Tapınağı adını taşıyan bu tapınak Jiangning Rd ile Anyuan Rd’un kesiştiği köşede Şangay’ın ünlü Budist tapınaklarından biri sayılıyor ve adını da tapınakta saklanan iki değerli, yeşim taşından oyulmuş buda heykelinden alıyor.

Continue reading “YENİDEN ŞANGAY / JADE BUDDHA TAPINAĞI”

YENİDEN ŞANGAY / WEST BUND MUSEUM

Bloğumu takip edenler yazılarımın içeriğinde birçok müze ziyareti yazısı okumuş olmalılar. Benim zihnimde eskiden müze kavramı çok sınırlı bir yer tutuyordu. Müze ya da müzelik dendiğinde daha çok geçmişle bağlantılı birkaç tarihi eser, kırık çanak çömlekler vb. şeyler zihnimde canlanırdı. Bir şekilde dış dünyaya açılınca müze ile ilgili etkinliklerin geçmiş bugün ve gelecek zamanı da kapsayan daha geniş bir yelpazede ele alındığını öğrendim.

Şangay’da geçtiğimiz hafta sonu çocuklarım ve torunum ile Huangpu Nehri kıyısında WEST BUND müzesine gittik. Müze giriş ücreti 118 RMB (Yuan) ancak 65 yaş üstü ziyaretçilere indirim uygulanıyor. Bizim izlediğimiz etkinlikte değişik ülkelerde sunumu gerçekleşen David Hockney’in tasarımını yaptığı, altı tematik bölümden oluşan yaklaşık bir saatlik bir sunumda –David Hockney: Bigger & Closer (not smaller and further away)– ziyaretçiler kendilerini bir başka dünyada hissediyor.

Continue reading “YENİDEN ŞANGAY / WEST BUND MUSEUM”

YENİDEN ŞANGAY

Bana göre her ülkenin, kentin hatta evin ayrı ve kendine özgü bir kokusu var. O ortama ilk geldiğimde bunu hemen hissediyorum. Yani beni gözlerim kapalı olarak oraya getirseler ve burası neresi diye sorsalar kokusundan “Burası Şangay, burası Hong Kong, burası Altınoluktaki evimiz” diye bir çıkarımda bulunabilirim. Şangay’a bu defaki gelişimde de aynı şeyleri duyumsadım.

Şangay’a ilk gelişimiz bundan 15-16 yıl öncesine dayanıyor. Bu şehir ile ilgili ziyaretlerimizin temel noktasının çocuklarımızın burada yaşıyor olması olduğunu da hemen eklemeliyim. O tarihten sonra da birkaç kez gelip gittik. Bloğumdaki Şangay ile ilgili ilk yazım da 27/08/2011 tarihini taşıyor. Belirli aralıklarla yazdığım Şangay ile ilgili otuzdan fazla yazıyı sizlerle buluşturdum. Zaman içinde çocuklarım rotayı Şangay’dan Hong Kong‘a çevirince biz de Şangay defterini kapatmış olduk.

Continue reading “YENİDEN ŞANGAY”

BEDAVA YAŞIYORUZ

Sizler ne kadar farkındasınız bilemiyorum. Bu yazımda birçok kişinin dikkatini çekmeyen bir konu ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben genelde abonelikler ile ilgili giderleri otomatik ödemeye verdiğim için oradaki hesabımdan günü geldiğinde ödeniyor. O yüzden de evlere bırakılan makbuz veya faturalara çoğu zaman bakmıyordum. Geçen aylara ait bir doğalgaz faturasına göz atayım dedim. Üst kısımdaki pek de anlamadığım bir yığın teknik yazı ve rakama bakmadım. Bizleri ilgilendiren toplam ödenecek bedel kısmında 70.00 TL yazıyordu. Bu açıklamanın hemen alt kısmında da “…tüketim bedeli 148.04 TL olup, 73.63 TL’lık devlet desteği sonrasındaki ödenmesi gereken fatura tutarı 70.00 TL’dır” şeklinde bir not düşülmüş. Aynı şey sanıyorum elektrik faturaları için de geçerli.

Bu durum birçoğumuz için belki fark edilmeyecek kadar çok küçük bir ayrıntı olabilir. Ama benim zihnimde çok sorular oluşturdu. Bu devlet kimdi? Destek için ödediği bu parayı nereden buluyordu? Çok tüketene zengine daha fazla, fakire daha az destek ne kadar adildi? Yoksa kepçe ile alıp kaşık ile verme denilen şey bu muydu? Vatandaş altına bir araba aldığında bir araba parası da devlete ödüyor, arabanın deposunu doldururken bir depo da neredeyse devlete ödüyor, bir bira içmek istese bir tane de devlete ısmarlıyor. Ama bunların hiç birisinin faturasının altına bu tutarın şu kadarı da vatandaş desteğidir gibi bir açıklamada bulunmuyor.

Continue reading “BEDAVA YAŞIYORUZ”

BİRAZ DA KİTAP / KABİL’İ YETİŞTİRMEK

“KABİL’İ YETİŞTİRMEK” kitabını Dan Kindlon ve Michael Thompson birlikte yazmışlar. Her iki yazarın psikolojik danışmanlık geçmişinin olması, ayrıca bu çalışmalarını okullardaki deneyimleri ile zenginleştirmeleri eserin içeriğini daha gerçekçi ve anlamlı hale getiriyor.

İslam dini dahil birçok dini literatürde Âdem ilk insan ve ilk peygamber olarak bilinir. Adem’in 900 yıldan fazla bir ömür sürdüğü ve yüzlerce de çocuğu olduğu yazılıp söylenmesine rağmen hakkında en çok konuşulan iki kardeş Habil ile Kabil’dir. Birisi çoban diğeri çiftçi olan bu iki kardeşin arasındaki amansız rekabet, çatışma, öfke nihayetinde Kabil’in Habil’i öldürmesi ile sonuçlanır. İki erkek çocuk arasında yaşanan bu durumdan hareketle yazarlar erkek çocukların üzerine odaklanan kitabını yazarlar.

Continue reading “BİRAZ DA KİTAP / KABİL’İ YETİŞTİRMEK”

Kafam çok karışık. İçimden çok şey geçiyor ama bir türlü yazıya dökemiyorum. Yazıya güzel bir başlıkla başlanır ama ben onu bile beceremedim. “Ne olacak bu memleketin hali” türünden başlık çok banal geldi. Sonra muhalefet kavşağına girip “CHP nereye koşuyor” demek aklımdan geçti. Hatta daha da özelleştirip “Kemal Kılıçdaroğlu, tam bir hayal kırıklığı” şeklinde bir başlık bile düşündüm. Sıra sıra geçen kelime konvoyundan hiçbirisini uygun görüp yazımın başına koyamadım ve yazıyı başlıksız yazmaya karar verdim. Artık bu görevi yazımı okuyanların takdirine bırakayım, herkes içinden geçeni koyarak yazımı başlıklı hale getirebilir.

“Tanrım, beni dostlarımdan koru, düşmanlarımla kendim baş edebilirim.” Çok bilinen bu ifadeleri Grigory Petrov’un söylediğini ileri sürenler de var, Voltaire’ye mal edenler de. Fakat şurası gerçek ki bu günlerde CHP’nin durumunu bundan daha iyi açıklayan bir cümle bulunamazdı.

Continue reading “…”

YAKIN GÜZELLİKLERİMİZ / SALDA GÖLÜ

Antalya’da yaşadığımız süre içinde fırsat bulduğumuzda bazı güzellikleri yakından tanımaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde eşimin de hep merak ettiği ve görmeyi arzuladığı Salda Gölü’ne günübirliğine bir seyahat gerçekleştirdik.

Salda Gölü, Burdur ilinin Yeşilova ilçesi sınırları içinde bulunuyor ve Antalya’ya da 150 km kadar uzaklıkta. Buraya hem akrabamız hem de dostumuz olan Recai kardeşimizin arabası ile gittik. Kendisi daha önceden bize yolun bir buçuk saat kadar süreceğini söylemişti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.

Continue reading “YAKIN GÜZELLİKLERİMİZ / SALDA GÖLÜ”

BİRAZ DA KİTAP / YÜZLEŞME

“YÜZLEŞME” kitabı ile yurt dışında bulunan küçük oğlumuza yaptığımız ziyaret sırasında tanıştım. Onun kitaplığını karıştırırken elime geçen bu kitabı orada okumaya başladım ama araya başka kitaplar ve meşgaleler girdiği için bitiremedim. Hatta yolda falan okurum diyerek yanıma aldığım bu kitabi okumak ve sizlerle paylaşmak demek ki bu günlere nasipmiş.

Kitabın yazarı Adnan Dalgakıran. Lise yıllarından itibaren babasının Perşembe Pazarındaki torna atölyesinde çalışma hayatına başlıyor. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesini bitirdikten sonra da kendi isimleri ile marka olacak kompresör firmasını kurup geliştiriyor. Halen bu sektörün önde gelen isimlerinden olan Adnan Dalgakıran, alanında faaliyet gösteren sektörlerin dünya ölçeğinde söz sahibi olması için örgütlenme çalışmalarında da aktif rol alıyor.

Continue reading “BİRAZ DA KİTAP / YÜZLEŞME”