ALTINOLUK GÜNLERİ / ŞEMSİYE TARLASI

On yıldan fazladır çoğunlukla yaz aylarını geçirdiğimiz Altınoluk ile ilgili blogum epey yazı ve görseli barındırmaktadır. Bu yazıların büyük çoğunluğu belkide tamamı bu coğrafyanın insana haz ve mutluluk veren bir içeriğe sahip olmuştur. Belki bir çok kişinin aklına burada her şey yolunda mı, insanı rahatsız edecek bir durum görüntü hiç mi yok, şeklinde düşünceler takılabilir. Doğrusunu söylemek gerekirse aynı sorgulamayı ben de kendi iç dünyamda yaparım zaman zaman. Ama yaşanan güzellikler hatırına  bazı olumsuzlukları -zaman içinde düzeleceği beklentisi içinde- görmezden gelmenin doğru olduğunu düşündüm hep. Fakat bazı durumların adeta kronikleşerek yıllarca sürdüğünü görünce artık dile getirmenin şart olduğuna karar verdim.

Yazı içindeki resimden de anlaşılacağı gibi evimizin güzel sahilinde süregelen ve sezon boyu devam eden şemsiye sabitleme furyası başlı başına bir çirkinlik abidesi bence. Sabahları ya da akşamları biraz deniz havası almak, yürüyüş yapmak için sahile indiğinizde sandalyeleri, şezlongları, masaları, sehpaları hatta kanosu ile iple paketlenmiş şemsiye ormanını görünce bütün keyfim kaçıyor doğrusu. Geçtiğimiz yılda yüz metrelik bir mesafede yüzden fazla sabitlenmiş şemsiye saymıştım. Bunları yapanların sahilin istifade edildiği sürece herkese ait olduğunu, yararlanmadığınız süre için  oraya bir şemsiyeyi sabitleyerek aylarca işgal etmenin doğru olmadığını bilmemeleri mümkün değil. Bu vatandaşlarımızın hepsi büyük şehirlerden gelen, apartmanlarda yaşayan ve ortak alanların kullanımı konusunda bilgisi olan kişiler. Çoğu da bizim dostumuz, komşumuz. Bu durum kendilerine söylendiğinde size de hak veriyorlar ama “Benden önce koymuşlar ben de koydum.” mazeretine sığınarak doğruyu aramak ve gerçekleştirmek yerine kendine fayda sağladığı için yanlışın parçası olmakta bir sakınca görmüyorlar.

Buraya kadar olan kısım insanların kendi bilgi görgü ve anlayışı ile ilgili. Herkes kendi sınırını ve sorumluluğunu bilse zaten böyle bir resim ortaya çıkmazdı. Bir de yönetimlerin bu konuda tedbir alma ve denetleme sorumluluğu var. Bu konuda da karnemiz pek iyi değil ne yazık ki. Bu durumu ben  görüntüleri ile birlikte geçmişte ilgili belediyelere aktardım. Göstermelik olarak senede bir kez şemsiyeleri toplar gibi yapıyorlar daha sonra herkes bildiğini okuyor. Ya da bu sene olduğu gibi “Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiş olup ekiplerimiz tarafından gerekli inceleme yapılacaktır” türünden bir cevapla iş zamana yayılmaktadır. Ben yine de umutsuz değilim. Sahilimiz güzel görüntüsüne inşallah kavuşur diye düşünüyorum.