ALTINOLUK YÜRÜYÜŞLERİMİZ/ Dere yürüyüşü

Haziran ayının 13. gününün sabahı Ahmet bey, Necati bey ve ben önde, Ali bey ve İlhan bey biraz arkada olmak üzere yine aynı saatte başladık yürüyüşümüze. Biraz ilerledikten sonra galiba bize ayak uyduramadıklarından olsa gerek Ali ve İlhan beyler olmadan sürdürdük turumuzu. Evimizin hemen arkasındaki zeytinliklerin içine doğru uzanan toprak yol yine yürüyüşümüzün başlangıcı oldu. Bu yoldan içerlere doğru 10-15 dakika ilerledikten sonra yürüyüşümüze adını verdiğimiz dereye ulaştık. Etrafında çeşitli ağaçların yanında zakkum çiçeklerinin de bulunduğu dere yatağının içindeki taşlardan sekerek yürüdük bir süre. Mevsim itibari ile fazla suyu olmasa da kuş seslerine karışan şırıltısı yürüyüşümüze farklı bir keyif katıyordu. Sabah yürüyüşlerini bir saatle sınırladığımız için daha fazla ilerlemeyi bir başka güne bırakıp geliş istikametini takip ederek dönüş yoluna girdik.

 

.

Dönüş yolunda ilerlerken Necati bey beyaz çiçekli ve biraz yayvan görünümlü bir çiçeği “kapari” bitkisi olarak bana tanıttı. Ben de yazımın içeriğinde kullanmak üzere hemen resmini çektim bu bitkinin.Arkadaşlarım bu bitkinin tohumlarının Fransızlar tarafından cinsel gücü arttırma amacı ile kullandığını belirttiler. Ancak ben yazıyı kaleme almadan önce internet üzerinden yaptığım küçük bir araştırmada bu bitkinin belirtilen bu yararından başka  kabızlıktan romatizmaya, ülserden hemoroide yirmiden fazla derde derman bir bitki olduğu ve halk arasında “gebere otu” diye de isimlendirildiği bilgisine ulaştım. Yanlış kullanıldığında zararları olabileceği konusunda da ciddi uyarıların yer aldığını hatırlatmak isterim. Dönüş yolumuzun biraz ilerisinde yol arkadaşlarımız beni hepimizin bildiği kekik bitkisi ile tanıştırınca sadece resmini çekmekle kalmayıp evde kurutup kullanmak üzere bu bitkilerden epeyce toplamayı da ihmal etmedim.

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *