Şangay’a uzaktan bakıp burasının gökdelenlerden oluşan bir beton yığını olduğu duygusu içinizi kaplasa da, şehrin içerlerinde gezmeye, şehrin sihirli yapısına nüfuz etmeye başladığınızda bunun böyle olmadığını da öğrenmeye başlıyorsunuz. Bu dikey şölene paralel olarak ve bir anlamda da tamamlayıcı olmak bakımından kentte yaşayan insanları kendini daha özgür hissedeceği azımsanmayacak kadar yeşil alanların da yaratıldığına tanık olduk.
Bu güzelliklerden biri de yine Pudong semtinde, Huangpu nehrinin hemen kıyısında bulunan Qiantan Leisure Park olduğunu söyleyebiliriz. Parkın 26 hektarlık bir alan kaplayan ve devamlı gelişen bir proje olduğu da bilinmektedir. Bir hafta sonunu ayırdığımız bu muhteşem alanda diğer ziyaretçiler gibi zevki zamanlar geçirdik.
2010 yılının sonlarında açılan bu parkta nehir boyunca muhteşem manzaranın size eşlik ettiği yürüyüş yollarını adımlayabilirsiniz. Ayrıca gün batımı ve gece ışıklarının yandığı zaman manzara daha bir mükemmellik kazanmaktadır.
Uzun yürüyüş yolları yanında bisiklet yollarını da gerek kendi ve gerekse kiralayacağınız bisikletlerle gezme keyfini ihmal etmemek gerekir. Ayrıca çim alanlarda piknik yapmak, dinlenmek, kitap okumak için de ideal noktalar mevcuttur. Dilerseniz siz de bir dizi çadırlarını kuran ziyaretçilerden biri olabilirsiniz. Park bir anlamda doğal peyzaj ile mimariyi birleştirmiş diyebiliriz.
Parkta hem gölgelik hem de estetik amaçlarla kullanılan Şangay’ın da iklimine uygun birçok ağaç türüne rastlayabiliriz. Benim en çok ilgimi çeken ilkbaharda açan Sakura (Kiraz çiçeği) ağaçlarının bolluğu oldu. Bunlara ilaveten çeşitli süs ağaçları, yerel ve dayanıklı ağaçlar, su kenarı bitkileri, bodur yer örtücü bitkiler de uyumlu biçimde parkta yerlerini almış. Sonuç olarak Qiantan Park’ta Şangay’ın modern kentsel peyzaj anlayışını yansıtan uyumlu ve huzur verici bir bitki örtüsü olduğu söylenebilir.
Parkın en dikkat çekici bir tarafını da eklemeden geçemeyeceğim. Torunum dahil birçok çocuğun ilgi merkezi olan pembe kumlardan oluşan oyun alanı oldu. Her ne kadar doğal yollardan oluşan bir deniz kumu olmasa da çok fotojenik ve çocukları kendisine bağlayan bu geniş ve pembe kum havuzunu kim düşündü ise çok iyi düşünmüş. Araştırdığımda bu kumların insan yapımı pembe renkteki mermer parçacıklarının öğütülmesi de dahil olmak üzere yapay yollardan elde edildiği bilgisine ulaştım.
Sonuç olarak Şangay’da yaşayan ya da buraya yolu düşenlerin eğer hava da uygunsa bir hafta sonlarını buraya ayırmalarında fayda gördüğümü söyleyebilirim.