Dinçer bir yaşını dolduruncaya kadar Tekirdağ’da idik. Duruma göre biz, babaannesi, gözlüklü baba annesi (benim babannem) ile durumu idare ediyorduk. Bebeklik dönemi ile ilgili kontrollerini düzenli yapmaya çalışıyorduk. Boy ve kilo başta olmak üzere gelişiminin son derece sağlıklı olduğunu belirtiyordu herkes.
Daha sonraki birkaç yıl için de kendimizce bir plan yapmıştık. Tabi hayatta her şey planlandığı gibi gitmiyordu. Yapılan planlamanın dışında gelişen durumlar için de yeni planlamalar yapma ihtiyacını doğuyordu. 1981 Eylülünde Kahramanmaraş’a tayinimiz çıkınca sadece Dinçer için yaptığımız planlar değil hepimiz için yaptığımız planlar altüst olmuştu. Kahramanmaraş’ta Dinçer bizimle beraber beş yıl geçirmişti. Geldiğinde bir yaşını biraz geçiyorken ayrılırken ise altı yaşını doldurmuş ve ilkokula başlama çağına gelmişti. Çalışan ailelerin çocuklarının yaşadığı sıkıntıyı büyük oranda Dinçer de yaşadı diyebiliriz. Babaannesinin dışında bakıcı kadınlardan ister istemez yararlanmak zorunda kalıyorduk. Hiçbirinin adını şu an hatırlayamıyorum ama Dinçer’in ifadesi ile “Bababa” dediği dahil olmak üzere birçok bakıcı kadına ister istemez muhtaç oluyorduk. Ayrıca bir yıl da Nuray’ın tanıdığı ve akrabası olan Saynur adında bir kızımız bizimle kalmış hem ortaokulu okumuş hem de Dinçer’e bir yıl süre ile ablalık yapmıştı.
O yıllarda hatırımızda kalan Dinçer’in lacivert kabanı ile bakkala giderek ekmek alması, ekmekle birlikte Günaydın gazetesi ve ilavesi çizgi kahramanların bulunduğu ekini birlikte zevkle okuyuşumuzdu. Özellikle “Küçük Sultan” ve “Deyvy Kroket” çizgi resimlerinin oluşturduğu hikayeler vazgeçilmezlerimizdendi. Evimizin bahçesi oyun ve eğlenme için son derece elverişli idi. Bahçedeki havuzda son derece keyifli ve eğlenceli günlerimizin geçtiğini söyleyebilirim. Her sabah el arabası ile kapılardan çöp toplayan çöpçü onun için belki özgürlüğün ilk sembolü olacak ki o sıralarda “ne olmak istiyorsun” veya “ne olacaksın” sorusuna “Çöpçü olmak istiyorum.” şeklinde cevap verdiğini bilmem kendisi hatırlıyor mudur? Dinçer’in okul öncesi eğitimine fazla zaman ayıramadık sanıyorum Muallim Hayrullah İlkokulunda yarım dönem gittiği anasınıfında öğretmeni Ayla Bozbeyli idi.
Bu bölüme yazılacak çokşey var ama hangisini yazayım ,nasıl yazayım…
İlk bakıcınla yaşadıklarımız,ikinci bakıcının yaptıkları,Saynur ablanla mutluluğun,kardeşin doğunca yaşadığın sıkıntılar,divan altlarında ,kömürlükte ateş yakma çabaların,ana okuluda ilk şiirini okuyunca hissettiklerim,komşularla ilşkilerin,aydeden , nesrin teyzen,aykut abin,filiz ablan,ikinci evimizde kömür sobasına olan merakın yüzünden başına gelenler ve daha nice acı tatlı anılar…
Panda sevgimi atlamışsın..
Evet haklısın futoğraflarda görülen panda uzun süre senin ayrılmaz bir parçan olmuştu.