LONDRA GÜNLERİ / HYDE PARK

Londra’da irili ufaklı bir çok yeşil alan ve park bulunmaktadır. Hyde Park da bunların en büyüğü ve popüler olanıdır. Şehrin batı kısmında yer alan bu park hemen bitişiğindeki Kensington bahçeleri ile birlikte yaklaşık 250 hektar büyüklüğündedir. Hele bunlara aynı doğrultudaki hatta bir kolye gibi uzanan Green Park ve St. James’s Park’ı da eklerseniz devasa bir doğa zenginliği ortaya çıkar. 1600 lü yıllara kadar Kraliyet ailesinin av bölgesi olan bu park bu yıllardan sonra halka açılmıştır. Park içinde sandal gezintisi ve yüzmenin de yapıldığı geniş göller bulunmaktadır. Yine parkın bir bölümünde at biniciliğini yapıldığına tanık olabilirsiniz.

Bu parkın bizlerin de bildiği uluslararası şöhreti insanlara serbest hitabet imkanı tanıması geleneğinden gelmektedir. Kraliçeye hakaret dışında burada herkesin istediği konuşmayı yapmakta özgürlüğünün olduğu söylenmektedir. Yani park dışında konuşulduğunda suç olan şeylerin burada konuşulunca suç olmadığı söyleniyor. Söz konusu yerde böyle birini gördünüz mü ya da siz böyle bir konuşma yaptınız mı derseniz  bizim böyle bir gözlemimiz ve eylemimiz olmadı. Bizi burasının ve diğer parkların en çok ilgimizi çeken yanı doğal yapısı, çiçeklendirilmesi, bakımı, özellikle de ördeğinden martısına, kuğusundan sincabına bu canlıların coğrafya ve ziyaretçilerle büyüleyici bir bütünlük sergilemesi idi. Kaldı ki biz Şubat ayında bu duyguları yaşıyorsak bahar aylarını siz düşünün gayrı…