TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI

Anayasanın 103. maddesindeki Cumhurbaşkanlığı yemin metni: ”….üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine and içerim” şeklinde son bulmaktadır. Ayrıca sayın Cumhurbaşkanı zaman zaman 82 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu ifade ederek bu yemine uygun bir söylem geliştirmeye çalışmaktadır. Ancak ülkemizde yaşananlar ise bu söylemlerin pek kıymet-i harbiyesi olmadığını çok net olarak göstermektedir. Acaba gerçekten 82 milyonu kucaklayan ve tarafsızlığı tartışılmayacak bir Cumhurbaşkanı olmak mümkün mü? Ya da böyle bir algının yerleşmesi için neleri duymamız ve yaşamamız gerekmektedir?

Mesela günün birinde televizyondan;

“Sayın cumhurbaşkanı yeminine müteakip Anayasada bunun için zorlayıcı bir hüküm bulunmamakla birlikte tarafsızlığına gölge düşüreceği endişesi ile yaklaşık 20 yıldır üyesi bulunduğu partisinden istifa ederek bundan böyle bütün partilere eşit mesafede duracağını beyan etmiş, günümüzde bir insanın bile 18 yaşından sonra reşit olduğu kendisi ile ilgili kararları özgürce aldığı ve sonuçlarına da katlandığı düşünüldüğünde bu yaşa gelmiş bir siyasi partinin de kendini ayakta tutacak kişi ve organları kendisinden bağımsız olarak oluşturabileceğine kuşkusunun olmadığını belirtmiştir. Bundan böyle sadece gönül bağı bulunan partisi ile ilgili hiçbir siyasal faaliyetine resmi ve gayriresmi katılımının da söz konusu olmadığını sözlerine eklemiştir.”

“Sayın Cumhurbaşkanımız yaklaşan Mahalli seçimler dolayı ile bütün siyasi partilerin şehir ve büyükşehir belediye başkanı adayları ile yaptığı toplantıda önemli açıklamalarda bulunmuştur. Cumhurbaşkanı bu toplantıda seçime katılmaya hak kazanan ve seçmen pusulasında yer alan tüm parti ve kişilerin aynı derecede meşru,makbul ve muteber olduğunu,seçilmeleri halinde hangi partiden olduğuna bakılmaksızın kendilerine merkezi hükümet tarafından her türlü yardım ve desteğin yapılacağını teyid etmiştir. Cumhurbaşkanı ayrıca Belediye başkanlarının,Belediye meclislerinin ya da merkezi hükümetin ayrı partilerden oluşmasının bir endişe kaynağı olmadığını,tam aksine bir zenginlik olduğuna inandığını ileri sürmüştür.Seçim çalışmalarının tarafsızlık ve hakkaniyet içinde yürütülmesini gerçekleştirilmesi açısından yürütmenin sorumluları olarak kendisinin ve hükümette görevli olan bakanların hiçbir partinin ve adayın kampanyalarında yer almayacaklarını özellikle belirtmiştir. Siyasetin finansmanı ile ilgili olarak da kampanyaların açık ve şeffaf olması gerektiğine dikkat çekmiş, sembolik olarak da büyükşehir belediye başkanlarının her birinin hesabına …..TL lık bağışta bulunmuştur. “

“Cumhurbaşkanı kamuoyuna yansıyan “ …..partisine,….kişisine verilen oylar huzur-u mahşerde berat belgeniz olacaktır.” şeklindeki beyanları da çok sığ ve seviyesiz olarak nitelendirmiş, dini duyguları,dini kurumları siyasette kullanılmamasının üzerinde hassasiyetle durmuştur. Bu noktadan hareketle özellikle cami çıkışlarında veya iftar sofralarında günlük siyasetle ilgili beyan, görüş ve görüntü vermeyi etik bulmadığını ,diğer siyasilerin de bu konuda duyarlı olacağına inandığını belirtmiştir.”

“Bu arada sayın Cumhurbaşkanı danışmanlık kadrosunda bulunan danışmanların büyük bir kısmının görevine son vermiş, bu konuda yeni bir yapılanmayı hayata geçireceğinin bilinmesini istemiştir. Danışmanların kendisi gibi düşünen ve kendisinin söylediğini tekrar eden bir görüntü vermesinin verimli olmadığını, kendisinin ne söylediğini ve ne düşündüğünü zaten bildiğini, farklı düşüncelerin ya da seçeneklerin daha ufuk açıcı olacağını ifade etmiştir. Bu tespitten hareketle de kamu oyunda muhalif görüşleri ile tanınan Prof. …….yı ekonomi, ….hukuk ve dış politika danışmanlıklarında görevlendirmiştir.”

“Cumhurbaşkanı Anayasadaki %10 luk seçim barajının da adil ve hakkaniyetli bir durum olmadığını,daha önceden yönetimde istikrar adına düşünülmüş olan bu durumun Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde güvenoyu da tarihe karıştığından açıklanabilir bir yönü kalmadığını belirtmiş ,şayet olacaksa da yüzdelik oranlarda değil 1/600 e tekabül eden bindelik oranlarda tesbit edilmesinin daha adil olacağı görüşünü tekrarlamıştır. Bu noktadan hareketle de ülke genelinde bir milletvekili çıkarabilecek kadar oy alan görüşlerin de parlamentoda temsil edilmesi gerektiği görüşünü belirtmiştir. Siyasi partilere yapılan hazine yardımında da aynı hakkaniyet ölçülerinin dikkate alınmasına yönelik yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi için de yüce meclise çağrıda bulunmuştur.”

Nasıl sizce böyle haberleri duymak sadece rüyalarda mı mümkün ? Böyle bir söylem tarafsız cumhurbaşkanı tanımına daha uygun düşmüyor mu? İçinizden bir çoğunun “Çok beklersin” dediğini duyar gibi oluyorum. Ama benim ülkemin böyle bir Cumhurbaşkanını hak ettiğini düşünüyorum. İnatla ve inançla beklemeye devam edeceğim.