ALTINOLUK’TA BAHARI YENİDEN YAŞAMAK

Yurt genelinde olduğu gibi Altınoluk’a da bu yıl bahar galiba biraz gecikmeli olarak gelecek. Mayısın ilk haftası geçmesine rağmen hala havalar bir türlü ısınmadı  diye yakınırken nihayet takvimlerin 8 Mayısı gösterdiği bu gün güneş kendini göstermeye,sıcaklığı ile insanların giysilerini yavaş yavaş inceltmeye başladı. Güneşin bu cömertliği karşısında eşimle birlikte biraz deniz kıyısında biraz da yeşillikler arasından Altınoluk şehir merkezine doğru mutat yürüyüşlerimize başladık. Geçtiğimiz yıllardan da hatırladığımız gibi bu aylar bize Altınoluk’un en sakin ve en keyif verici zamanı gibi geliyor. Kuş sesleri arasında, temiz ve bol oksijenli havada yaptığımız yürüyüşlerin doğrusu tadına doyum olmuyor. Ayrıca iyice canlanan tabiatın bize sunduğu tarifsiz güzellikleri de içimize sindirerek yaşamanın ayrı bir zevki olduğunu itiraf etmeliyim.

Özellikle bu mevsimde  rengarenk açan çiçeklerin bambaşka bir güzelliği olduğunu belirtmek isterim. Beyaz, sarı, mor, kırmızı ve yeşil başta olmak üzere adeta bir renk cümbüşü içinde insan sanki büyülendiğini hissediyor. Papatya, gelincik gibi bizim bildiğimiz birkaç isimden başka bir çok çiçek mevsimi geldiğinde tabiatı her fırsatta tarumar eden  insanoğluna  ders vermek  ya da onu utandırmak istercesine ısrarla ve inatla bütün güzelliklerini cömertçe sunmaya devam ediyorlar. Biz onların kadim dostu olarak çoğunun isimlerini bilmesek de sahilde açanlar,  derenin yamacında açanlar, yolun üst yanında açanlar diye adreslendirdiğimiz bu güzelliklerle samimi ilişkilerimizi hep sürdüreceğiz. Sadeliğin, masumiyetin, estetiğin, zarafetin tüm inceliklerini üzerlerinde toplayan bu çiçekler bakalım daha kaç mevsim bizlere bu şöleni yaşatacaklar.