SAĞLIK OLSUN / 2

Bundan yaklaşık bir yıl kadar önce “SAĞLIK OLSUN” başlığı ile bir yazı yazdığımI takipçilerim hatırlayacaktır. İlk cerrahi müdahale deneyimi ile ilgili yaşayışı konu ediyordu o yazım. Bu yıl da yine Antalya’da alışılmış günlerimizi yaşarken uzaktaki levhaları, televizyon ekranındaki alt yazıları okurken zorlanmaya başladığımı hissedince uzun yıllardır olmadığım göz muayenesinin sırası geldiğini düşündüm. Kanaatimce gözlük camlarının numaraları değişmiş olmalı ve onları değiştirmekle işi hallederiz düşüncesi hakimdi bende. Fakat muayene başlayınca işin rengi değişti.

Gösterilen orta büyüklükteki harfleri bile sanki buzlu camın arkasındaymış gibi okumakta güçlük çekiyordum. Doktor da fazla denemeye gerek görmeden “Epey zamandır gözlerinizi kontrol ettirmemiş olacaksınız, her ikisinde de katarakt var ve bu cam değiştirmekle olacak gibi değil. Bunun tek çaresi de ameliyattır.” dedi. Arkasından da: “Düşünün, burada da başka bir yerde de bunu gerçekleştirebilirsiniz” diye ekledi. Kendisinden ameliyat sırasında kullanılacak mercek çeşitleri ve bunların maliyetleri ile ilgili bilgi de aldık.

Devamı için tıklayın “SAĞLIK OLSUN / 2”

SAĞLIK OLSUN / 1

“Her işin başı sağlık, mala gelsin cana gelmesin, sağlık olsun, önce sağlık” gibi söylemleri yaşam süremiz boyunca duyarız ya da söyleriz. Yaşam savaşı veren her insanımızın kader birliği ettiği bir sözcüktür sağlık. Bu itibarla da çocukluktan başlayarak her birimizin yolu bir şekilde sağlık kurumlarına düşmüş ve oradaki çalışanların emeklerine ve yüreklerine kendimizi teslim etmişizdir.

Doktor Şükrü Dölalan'ın şifalı elleri ameliyat sonrası da bana güç verdi.

Benim çocukluğumun geçtiği kasabada uzun yıllar tek bir doktor vardı. O doktor hem hükümet tabibi, hem belediye hekimi, hem de hastane dediğimiz sağlık merkezinin hekimi ve başhekimi idi. Bu doktorumuz öğleye kadar hastanede resmi işlerini yürütür, öğleden sonra da çarşıdaki özel muayenehanesinde hasta kabul ederdi. Eczane ise hiç yoktu kasabamızda. Ancak tek doktorumuzun muayenehanesinin karşısında kendisine ait olan ve benim de hasbelkader bir yıl eczacı kalfalığı yaptığım bir eczanesi vardı. (O tarihlerdeki mevzuata göre bir eczacı tarafından eczanenin açılmadığı yerlerde doktorlar isterse “Ecza Dolabı” altında bir yer açabiliyordu.) Eczanesinde çalışma sebebi ile kendini tanıma bahtiyarlığına eriştiğim ve genç yaşta da hayatını kaybeden kasabamızın kıymetli doktoru Erduran Boyuneğmez’i bir kez daha saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum.

Devamı için tıklayın “SAĞLIK OLSUN / 1”