FETHİYE / ÜÇ ÖZEL VE GÜZEL GÜN (3)

Fethiye’deki üçüncü ve son günümüzü çevre adaların güzelliklerini görmek ve yaşamak için  tekne turuna ayırdık. Daha önceden yaptığımız rezervasyon doğrultusunda sabah saat 10.00 da gezi teknemiz olan “PRENSES SERAP” ın yanındaydık. 10.30 olan hareket saatinden 5-10 dakika sonra yolculuğumuz başladı. Mevsim itibarı ile turizm sezonu yoğunluğunu yitirdiği için normalde en az 100 kişilik olan teknede 25 civarında kişi ile son derece ferah ve rahat bir  gezi yaptığımızı söyleyebilirim. Saat 18.00 e kadar sürecek olan gezinin öğle yemeği  dahil kişi başı 25 TL olduğunu da hemen eklemeliyim.

Gerçekten tekne adalar arasında süzülmeye başlayınca son derece muhteşem bir ülkede yaşıyor olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm. Bazısı kayalık,bazısı ormanlık irili ufaklı adacıklardan Şövalye adası, Kızıl ada, Tavşan adası, Katran adası, Delikli adalar, Domuz adası ismini hatırlayabildiklerim adalar arasında sayabilirim. Teknemiz bu adalardan 3-4 tanesinde mola verdi. Bu zaman diliminde hem yemeğimizi yedik hem de isteyenler  denize girdi. Ben önce Ekimin 19 unda denize girilir mi diyerek tereddüt ettiysem de şansımı deneyip girdiğimde durumun çekindiğim kadar olmadığını, suyun Altınoluk’un haziranından daha sıcak olduğunu da fark edince bütün molalarda hemen kendimi suya attım. Bu arada Nuray hazırlıklı olmadığı, ya da benim kadar cesur olmadığı için beni seyretmek ve bana havlu getirmek gibi işlerle uğraştı. Adaların çoğunda yerleşimin olmaması bu coğrafyaları çok daha bakir ve çekici kılıyor. Teknemiz adadan demir aldıktan sonra atılan marul kırıntılarına koşturan yaban tavşanlarının rahat ve özgür davranışları  gerçekten görülmeye değer diye düşünüyorum.


Fethiye’ye hemen karşısındaki Şövalye adası sanırım yerleşime açık tek adacık. Teknemiz burada da son molayı verdiğinde adada küçük bir gezinti yaptık. Gezinti sırasında tanıştığımız ada yerlilerinden 92 yaşında ve on sekiz yıldır yalnız yaşadığını söyleyen  Mehmet Tekin ile uzunca bir sohbet gerçekleştirdik. Saat 18.00 yaklaşırken teknemiz bizi limanda sabah aldığı yere bıraktı.

20 Ekim günü saat 11.30 da Altınoluk’a gitmek üzere Fethiye’den Kamil Koç otobüsü ile hareket ettik. Yaklaşık 10 saatlik bir yolculuktan sonra evimize geldik. Evde bir saate yakın vakit geçirmiştik ki Nuray’ın cep telefonunun kayıp olduğunu fark ettik. En yakın ihtimal olarak otobüste düşmüş olacağı düşüncesinden hareketle otobüs firması ile temasa geçtik. Başvurumuzu kayıt altına almalarının üzerinden 48 saat geçmeden telefonumuzun bulunduğu ve Altınoluk otogarına bırakıldığı haberi ile kaybedilen eşeğin bulunmasına benzer bir sevinçle seyahatimizi sonlandırmış olduk.