ARADA BİR İSTANBUL / GÜZEL BİR BAHAR BULUŞMASI

Güftesi Hayri Mumcu’ya, bestesi Gültekin Çeki’ye ait rast makamındaki “Unutulmuş birer birer, eski dostlar eski dostlar” şarkısını daha fazla dillendirdiğimiz şu sıralarda “Aman unutulmasın o eski günler“ istek ve endişesini taşıyan bir grup arkadaş 6 Nisan akşamı için bir buluşma önerdiklerinde memnuniyetle kabul ettim. ”Günü ve saati gelince hemen arabama atlayıp gittim” demem gerekirdi. Ancak beni yakından tanıyanlar toplu taşıma araçlarını tercih edeceğimi tabii ki bileceklerdir. Metrobüse binerek son durak olan Avcılar’da indim. Üst geçitten karşıya geçip merdivenlerden inerken merdivenlerin hemen başında sağlı solu 2şer 3er metre ara ile sıralanmış 20-25 yaşlarında üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim gençler “BOYUN EĞME” büyük başlığı altında “Memlekete sahip çıkmadınız, bari çocuklarınızın geleceğine sahip çıkın” alt başlığı ile son günlerde şifreleme iddiaları ile gündeme gelen YGS sınavına ilişkin bildiri dağıtıyordu.

gece1

Birden 35-40 yıl öncesinde yaşanalar aklıma geldi. Gençliğin duyarlılıkları, idealleri, heyecanları; özgürlüğe, adalete ve eşitliğe hasretleri ile farklı olduğunu hatırladım. Akşam karanlığında oraya onları hiçbir zorlama olamadan o düşünce ve idealler getirmişti. Gözlerinde çok özel ve önemli bir görevi yapmanın pırıltısı vardı gençlerin. Belki okullarındaki derslerine karşı bu derece tutkun değillerdi. Yoksa akşamın bu karanlığında karşılığı coplanmak, ıslanmak, biber gazı yemek olan bu bedeli gönüllü olarak kabullenmek nasıl açıklanabilirdi? Gençlerin birçok düşüncesine katılmasak bile onları anlayabilmeyi acaba denemiş miydik hiç? Yoksa tarih yine tekerrür mü ediyordu?

gece2

Bu düşüncelerle kendimi sahile doğru bıraktım. Akşamın karanlığı ile Marmara’nın gri mavi karışımı rengi birbirine karışırken Avcılar Öğretmen Evi’nde buldum kendimi. Resepsiyondan arkadaşlarımızın ikinci katta toplandığı bilgisini aldım. Hava henüz karardığı için ben erken gelmiş olabileceğim gibi bir tahmin yürütmüştüm. Ama tahminimin tam aksi bir manzara ile karşılaştım. 25-30 kişilik davetli grubunun neredeyse tamamı U şeklindeki düzende yerlerini almış, hatta bir çoğu ilk kadehlerini çoktan yudumlamış gibi görünüyordu. Ben de kısa bir selamlaşmadan sonra uygun bir yere konuşlanarak çemberin eksik halkasını tamamlamış oldum.

gece3

Gerek halen görevde olan ve gerekse emekliye ayrılan bu gruptaki arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğu ile birlikte çalışma fırsatım olmuştu. Her birinin benim gönlümde çok özel yeri olduğunu ve onları tanımanın benim için çok büyük şans ve kazanç olduğunu itiraf etmeliyim. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar bu günden,  hatıralardan, gelecekten velhasıl bize ait olan her şeyden bahsettik. Arada Ahmet Gümüş, Yücel Kara, Hasan Mutlu gibi arkadaşlarımızın isimlerinin önüne “Rahmetli” sözcüğünü ekleyerek hatırlamak içimizi burktu. Ama ne yazık ki dönüşü olmayan bu tek yönlü yolculuğa kimin ne zaman çıkacağı hiç belli olmuyordu.

gece4

Güzel gecemizde normal programda müzik olmamasına rağmen düzenleyen arkadaşlarımızın gayreti ile bizim için bir istisna düşünülmüş, mekanın sanatçısı katılanların zevklerine uygun parçaları seslendirerek geceye ayrı bir keyif katılmasını sağlamıştı. En güzeli de Necati Vatan arkadaşımızın elektronik ve dijital dünyanın katkısı olmadan bağlaması ve natürel sesi ile Anadolu’nun dilini yüreğimizde hissettirmesiydi.

Bu buluşmanın gerçekleşmesinde emeği geçen emekli arkadaşımız Zilfer Dizman ile muvazzaf arkadaşımız Necati Vatan’a teşekkür etmeliyim. Ayrıca yakın ilgi ve hizmetleri için Avcılar Öğretmen Evi çalışanlarını da bu teşekküre ortak etmekte yarar var. Darısı bir dahaki buluşmalara…